Yakup Aksoy /Mantı Keyfi Kurucu Ortak, Kemençe Sanatçısı, Karikatürist
İlk kez evimden uzakta bir başıma hayata adım attığım
Erzurum Atatürk Üniversitesinde yeniden o hatıraları tazeledik. Benim gibi Üniversite’de eğitim gören ve
mensubu olan pek çok insan 3 gün süren etkinliklerle Erzurum’un yeni yüzü ile
hatıralardaki halini harmanladı yaşadı. Yurtlarda kalındı, Mediko Sosyal
Yemekhanesinde kuyruğa girilerek “Ayran aşı çorbası, etli patates, pilav ve
kadayıf dolmadan oluşan menü” yenildi… Fakültelerde sınıflarda ders yapıldı…
Şehrin ve Üniversitenin tarihi ve öğrenci mekanları ziyaret edildi.
55 yıllık geçmişi ve 200 bini aşkın mezunuyla Türkiye'nin en
köklü ve etkili üniversiteleri arasında yer alan Atatürk Üniversitesinde; Atatürk Üniversitesi Mezunları ve Mensupları
Derneği tarafından organize edilen ve Atatürk Üniversitesinin destek verdiği
"Mezun Buluşması ve Eski Mezunlar Kep Töreni" gerçekleştirildi. Tören
sonrası TRT Erzurum radyosu sanatçıları ve Yakup Aksoy Karadeniz Kemençesiyle
konser verdi.
Yurdun dört bir yanından gelen Atatürk Üniversitesinin eski
mezunları mezun oldukları üniversitesi gezdiler, fakültelerini ve sınıflarını
ziyaret ettiler ve Erzurum'u gezdiler. Bir kısmı eşleri ve çocuklarıyla Kampüs
alanındaki yurtlarda kalarak mezunlar eski günleri de yaşadılar.
Havuz başındaki Atatürk Anıtı önünde toplanan Atatürk
Üniversitesi mezunları Gebze Belediyesi Mehteran Takımı eşliğinde tarihi
Yakutiye Medresesi önüne kadar yürüdüler. Kortej yürüyüşüne Sağlık Bakanı Prof.
Dr. Recep Akdağ, Erzurum Valisi
Sebahattin Öztürk, Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Küçükler, İl Emniyet Halit
Turgut Yıldız, Atatürk Üniversitesi Rektörü Hikmet Koçak, Erzurum Teknik
Üniversitesi Rektörü Muammer Yaylalı, Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi Rektörü
Prof. Dr. İrfan Aslan, Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Samih
Diyarbakır, Prof. Dr. Fahrettin Korkmaz, Prof. Dr. Sebahattin Tüzemen, Genel
Sekreter Doç. Dr. Mustafa Arık, dekanlar, öğretim üyeleri de katıldı.
"MEZUNLAR ERZURUM'DA" FİKRİ ÇOK İYİYDİ, ERATÜN
BAŞKANI FATİH ŞENER VE YÖNETİM KURULUNU TEBRİK EDİYORUZ DESTEKLERİ İÇİN REKTÖR
HİKMET KOÇAK'A TEŞEKKÜR EDİYORUZ
2oo bin mezun veren
Anadolu'nun diğer ucundaki Erzurum'da böylesi geniş vizyonlu bir toplantı fikri
hem buluş hem de başarma yönünden takdire şayan bir aktiviteydi.. Bu etkinlik
eminim benzer üniversite ve kurumlarca örnek alınacak, çok da iyi olacaktır..
Etkinliğe katılanlar gönüllü ve yürekten bir iş yapmanın keyfi ve heyecanı
içindeydi ve yaşanan her an alınan her nefes bu etkinliğe katılmaya değdiğini
yaşayarak gördük.
katılanların en çok takıldıkları konu "-Erzurum'daki
öğretim üyesi ve mezun arkadaşların çok büyük bir kısmı iştirak etmedi, acaba
neden ki.." şeklindeydi. Ama bu durum yaşanan güzellikleri çok da
etkilemedi..
ERATÜN Başkan ve Yönetimi profesyonelce hazırlanan
organizasyonda amatör ruhla çalışıp öğrenci arkadaşlarının rahatı için fazladan
mesai yaptı... Bu durumu alkışlıyorum..
Atatürk Üniversitesi Rektörü Hikmet Koçak başta olmak üzere
Şehirdeki kamu ve özel kurumları etkinliğe destek olma yönünde çok katkı
sağladılar.
ÜÇ GÜN İKİ GECE ÖĞRENCİ ARKADAŞLARIMIZLA TEKRAR O ESKİ GÜZEL
GÜNLERİ YAŞADIK, YURTLARDA KALDIK, MEDİKO SOSYAL YEMEKHANESİNDE YEDİK,
SINIFLARDA DERS DİNLEDİK
Etkinlik programı misafir öğrencilerin geçmişi yaşamaları
için her şey düşünülmüştü. Ailece yurtlarda konakladık, sembolik bir konaklama
bedeli ödedik. sabah kahvaltısını Yurt-Kur yemekhanesinde neşeyle yaptık.. Fakültede A1 Anfisinde efsane hocamız
Sadrettin Haşıloğlu'ndan yeniden ders aldık.. Tabi bu arada ders almaya gelip
de mim konulanlar da oldu. Ders hem öğretici hem de eğlenceliydi.. Yemekhane de
kuyruk vardı, yemek kuyruğunda bekleyerek yemek bana hiç bu günkü kadar keyif
vermemişti... Ayran aşı çorbası, etli patates, pilav ve kadayıf dolmadan oluşan
menüyü afiyetle yedik.
Havuz başında Mehter Takımı ile toplanan protokol ve
mezunlar Cumhuriyet Caddesinden yürüyüp Yakutiye Külliyesine geldi. Bir
taraftan güneşli bir hava vardı ama öbür taraftan serin bir rüzgar vücudumuzu
okşayıp geçiyordu.
Tören sonrasında hemen yakındaki semaverde demlenen çayları
içerek istirahat ettik.. Erzurum
evlerinin tarih ve kültür kokan rahat ortamında yemek yedik çay içtik.
Erzurum'a giden herkesin bu evleri görmesini ve burada bir şeyler yeyip
içmesini tavsiye ederim.. Fiyatlar makul kalitesi yüksek bir mekan burası..
TORTUM ŞELALESİ YANINDAKİ "YEDİ GÖLLER VADİSİ"
TURİZM AÇISINDAN KEŞFEDİLMEYİ BEKLİYOR
Tortum Şelalesini duymayan bilmeyen kalmamıştır. Ama Eğer
Tortum Şelalesine gittiyseniz hemen 2 km yakınındaki Yedi Gölleri mutlaka
görmelisiniz. İki tarafı yüksek dağlarla çevrili vadide çok düzenli evler ve
göller dışında meyve bahçeleri ve küçük tarla bahçeler var. Bu bölge Pansiyon,
Ekolojik Destekli Doğa ve Kültür Turizmi için çok uygun bir yer. Mülki ve İdari
Amirler birde bu pencereden bakarlarsa en az Tortum Şelalesi kadar meşhur ve çekim
merkezi olan bir turizm vadisi oluşturabilirler.
Arkadaş grubumuzla uğradığımız bu köyde köylülerin dut
pekmezi yapımını izledik.. Odun ateşinde pişen dut kazanını koca ahşap kepçe
ile karıştırdık.. Dut pekmezi ve meyve satın aldık köylülerden.. Hiç
abartmıyorum aldığım dut pekmezi şu ana kadar yediğim en doğal ve lezzetli olan
bir üründü.
TORTUM ŞELALESİ YANINDAKİ İŞLETME HİJYEN VE HİZMET AÇISINDAN
PERİŞAN DURUMDA, TORTUM KAYMAKAMI'NIN ÇÖZÜM ÜRETMESİNİ BEKLİYORUZ
Tortum Şelalesinin çevresindeki taş merdivenlerin bir kısmı
yıkılmış, yürünemiyor, Şelale başında bulunan tesis hijyen ve işletmecilik
kurallarına hiç uygun değil.. Masa sandalye kırık dökük, Tuvaletler perişan,
v.b. durumlar var.
Edindiğimiz bilgiye göre bu alan yakın köyden kiralanmış,
SİT alanı ilan edilmiş. Kiralayan işletmeci mekanla pek ilgilenmiyor..
Lütfen bu Tortum Şelalesine bir el atın, düzeltin... O
güzelim doğa harikası yanında bu perişanlıkları görüp keyfimizi kaçırmayalım...
Bu alana acil müdahale edilmesi lazım. Öncelikle Tortum Kaymakamı konuyu
yerinde inceleyip en geç iki hafta için de durumu iyileştirmesi lazım.
TORTUM KÖYLERİNDE ISINMA AMAÇLI YAKILAN TEZEKLERİ KURTARALIM
HEP BİRLİKTE
Tortum Şelalesine giderken yol kenarındaki bir köye uğradık
caminin yanında bir kahve orada da çay vardır diye düşündük. Oraya gidip hem
köylülerle sohbet eder hem de çayımızı içer geçeriz dedik... Köye girerken
gördüğümüz iki Dadaş amcamıza niyetimizi söyleyince cami yanında kahve olmadığını
ancak:
"-Gelin evimizde size tezek ateşinde bir çay demleyip
ikram edelim..." diyerek bizi çaya davet ettiler.
"-Hele Remzi gardaş şöyle okkalı bir tezek alada bir
koklayalım.." dedim.. Remzi Dolu dostum dağ gibi tezek yığınından uygun
bir tezek koparıp getirdi kokladık... Bir köylü vatandaş diğerine fısıldarken
duydum..
"-Adamın hasına bak bizim tezeğimizi kokluyor.."
Tabii köyde doğup yaşayan bir kişi olarak bu diyalog böyle bir ortamda doğal ve
samimi oluşmuş oldu... Ama sonrasın da aramızda gönül köprüleri de kurulmuş
oldu.
Köyün giriş kısmında kuru ve kurumaya bırakılmış tezek
yığınları vardı. Belli ki köylüler ısınma ihtiyacını büyük ölçüde tezekten
sağlıyordu. bu durum beni çok üzdü böylesi değerli bir gübrenin toprağa
katılmayıp da yakılması bu çağda ne kadar büyük bir kayıp diye düşündüm.
"-Tortum Kaymakamı'na bu durumu bildirin Bakın şu
üstünüzdeki dağda rüzgar boşa esiyor bu rüzgar enerjisi ile elektrik üretip
köyde kullanabilirsiniz veya tortum gölü-barajı elektrik üretiyordur bir kısmı
sizin hakkınızdır isteyin alın ve kullanın.. Yazıktır bu tezekleri toprağa
katın hem toprak zenginleşsin hem de daha çok mahsul alın..." dedim
"-Kaymakam bizim köye gelmez ki..." dedi köylüler
"-O zaman siz tezekleri ambalajlayın bir bohça yapın ve
Tortum Kaymakamının huzuruna çıkın durumu anlatın O'da görev sorumluluğunun
gereğini yapsın ısınma için size kaynak bulsun ve tezekleriniz
kurtulsun..." dedim..
"-Bakalım..." dediler..
Şimdi bu konu gerçekten çok önemli Erzurum Tortum arasındaki
köylerde yığınla tezek dağları var. Eğer Erzurum'da Bir Ziraat Fakültesi varsa,
Erzurum Teknik Üniversitesi kurulmuşsa, Erzurum'un Valisi, Tortum'un Kaymakamı
varsa bu tezekleri kurtarmamız lazım diyorum... Görev ve sorumluluk sahibi
idarecileri iş yapmaya davet ediyorum.
Bu etkinlik sırasında AKP'nin Erzurum'da mitingi vardı.
Akşam haberlerinde TV'den dinledim sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan diyordu
ki "-Erzurum'da 58 proje ile 450 Milyon TL yatırım yaptık" ... Bu
projeleri yapanlar, 450 Milyon TL yatırım yapanlar köylülerin boşu boşuna yanan
tezeklerini görmüyor mu?... Eğer bir proje ve yatırım yapılacaksa
"Erzurum'da 59. Proje Köylünün Tezeklerini Kurtarmak" projesi
olsun...
HES'LERLE VADİLERİ KURUTAN, DAĞLARI DELEN AKAN SULARI
ÇEVİREN BÜYÜK DEVLETİMİN BÜYÜK ADAMLARI ŞU TEZEK İŞİNE DE BİR EL ATIN, YANMASIN
TEZEKLERİMİZ GÜBRE OLARAK KULLANILSIN, YAZIKTIR KÖYLÜMÜN EMEĞİNE, EKMEĞİNE
Şimdi işin ucunda eğer çok büyük paralar, rantlar varsa dağ
taş deliniyor doğal kaynaklar paraya çevriliyor. Yıllardır Karadeniz'e yatırım
yapmayan Büyük Devletimiz söz konusu kaynaklarını paraya çevirmek olunca o
güzelim vadilerin tamamı bir anda şantiye oluverdi... Yapılan yol, iş yeri
inşaatından çok HES inşaatı var Karadeniz'de... Fırtına Vadisi, Sümela Vadisi,
İkizdere Vadisi, Manahoz Vadisi, ve daha da fazlası HES'ler tarafından işgal
edilmiş durumda.
Şimdi buradan sesleniyorum memleketin doğal kaynaklarını
halkın ve devletin milletin yararına uygun kullanmak varken talan ve ziyan
etmenin manası nedir... Bu kadar yıkım ve talan yaparken birde millet için
hizmet yapsanız olmaz mı... Şu altın değerindeki tezeklerin gübre olarak
kullanılması çok mu zor, çok mu pahalı, çok mu imkansız. HES'lerle vadileri
inşaata çeviren kuvvetli idare köylünün oksijeni en kıymetli değeri olan tezekleri
niçin kurtarmıyor, yoksa bu işte öyle paylaşılacak büyük rantlar yok diye mi es
geçiliyor...
Bu çelişkiyi gören, bilen, yaşayan ve sonuçlarında olumsuz
olarak etkilenen bir vatandaş olarak yazmayı ve ilgililere ulaştırmayı bir
yurttaşlık, insanlık görevi ve sorumluluğu olarak yükledim kendime.. Hiç kusura
bakmayın lütfen.
Bu yazı konu ile ilgili tüm birimlere iletilecek ve takip
edilecektir tarafımdan. Başta T.C. Başbakanlık, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı,
Turizm ve Kültür Bakanlığı, Erzurum Valiliği, Tortum Kaymamalığı, Atatürk
Üniversitesi ve Ziraat Fakültesi, Erzurum Teknik Üniversitesi ve daha
fazlası... Sadece sorumlular değil çözüm üretebilecek kurum ve kişileri de
bilgilendireceğim.
Sadrettin hocamız konusuna hakim, esprili, dikkatli ve
haylaz öğrencilere anında "mim koyan" bir büyüğümüzdür... Zeka, bilgi
aksiyon acısından baktığımızda delikanlılara taş çıkarır adeta.. Onun için
kendisine "Delikanlı Hocam" diye hitap ettim bu sefer Erzurum
buluşmamızda...
Hocamız Önce İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi A1
Anfisini dolduran öğrencilerine esaslı bir ders verdi, bu arada derse geç gelen
haylazlık edenlere de bir güzel "mim koydu"... Sonrada yarın sabah
hepinizi Palandöken Dağında kahvaltıya bekliyorum dedi... Pazar sabahı saat
10:00'daki kahvaltı 3 günlük etkinliğimizin en özel zamanlarından biriydi..
Yöresel ürünlerle açık büfe kahvaltımız yaptık, sohbet ettik, halay çektik
keyif yaptık ve sonra ayrıldık...
Erzurum'da olup da bu etkinliğe katılmayan ve katılamayan
akademisyen ve mezunların durumu göz önüne alındığında Sadrettin Hocamızın
aklı, yüreği ve misafirperverliğini bir kez daha alkışlamamız gerektiği ortaya
çıkıyor.
GEÇİK MELİ "KEP ATMA TÖRENİ" YENİ MEZUN OLMUŞUZ
GİBİ HEYECANLANDIRIP KEYİFLENDİRDİ
Atatürk Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Hikmet Koçak,
ve ERATÜN Başkanı fatih Şener ile Yönetim Kurulu Üyeleri etkinliğin her
aşamasını ayrıntılı planlamışlardı. Rektörlük Tören Alanında yapılan Kep Atma
Töreni katılımcı biz mezunlara yeni mezun olmuşuz heyecan ve hissini yaşattı...
Protokol konuşmaları ve TRT Erzurum sanatçıların verdiği konser sonrası mezun
Yakup Aksoy Kemençeyle Work Show konulu bir sunum yaptı.
ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNDE "YAKUP AKSOY &
KEMENÇEYLE WORK SHOW" BEĞENİLDİ, DEVAM EDECEK
2010 şubat ayında başlayan Kemençe Öğrenme sevdam bu
etkinlikte 400 kişilik seçkin bir izleyiciye sunum imkanı sağladı bu
etkinlik...
Kemençe öğrenmeye başlarken kemençeyle birlikte hayata dair
diğer değer, nitelik, yetenek, vizyon ve düşüncelerimi de paylaşabileceğim
Kemençeyle Bir Show ve Sunum planlamıştım... Bu fikri hayata geçirmek için son
bir yılda farklı mekan ve durumlarda uygulama ve sunumlar yaptım.... Gecikmeli
Kep Atma Törenimizde Atatürk Üniversitesi Rektörlük Binasında Sahne alınca bu
fikir ve hazırlıklarımı uygulama imkanı yakaladım...
YAKUP AKSOY & KEMENEÇEYLE WORK SHOW'UN İÇERİĞİ:
İşletmeci, yönetim danışmanı, karikatürist kimliklerimi de
kemençeye ekleyerek pazarlama, marka, girişim Karadeniz ve Anadolu Kültürü
konulu küçük anektod bilgi ve öyküler sonrasında konuya uygun ezgileri icra
ettim...
1-VİDEO:Kemençeyle Sarı Gelin Ezgisini ilk kez ben yorumladım.2-VİDEO:Uzun ince bir yoldayım Aşık Veysel ve bestelerinin devamlılığını sağlayan sırlar..
3-Veee tabi ki Kemençeyle "Giresun'un içinde iki sokak arası" finali ile bitti...
YAKUP AKSOY KEMENÇESİYLE ERZURUM ATATÜRK ÜNİVERSİTESİNDE 2012 ULUSLARARASI ITRI YILI ETKİNLİĞİ
Unesco 2012 Yılını Uluslararası Itrı Yılı ilan etmişti. Bir taraftan Buhurizade Mustafa Itrı Efendi'nin sanat ve kültürümüzdeki rolünü vurgulamak diğer yandan Karadeniz kemençemle farklı enstrüman ve seslerle O'nun çok meşhur eseri Segah makamında Salat-ı Ümmiye bestesini hep birlikte icra ederek kutlamış olduk.. Salonda bulunan yaklaşık 400 kişi Itrı'nın 300 yıl önce bestelediği bu eseri makam, usul ve notasıyla ezbere okudu...
"-Marka olmak için ITRI'yı anlamak, öğrenmek uygulamak lazım, bu coğrafyanın sesi, sözü nefesi olmadan marka üretilmez" gerçeğini Salat-ı Ümmiye'yi hep birlikte okuyarak tekrarlamış olduk..
VİDEO:2012 Uluslararası Itrı Yılı Etkinliğinde Karadeniz Kemençesiyle Buhurizade Mustafa Itrı efendinin Segah Bestesinin İcrası İlk kez kemençeyle tarafımdan yorumlandı...
KEMENÇEYLE WORK SHOW SUNUMUMDA İZLEYENLERE ŞU MESAJLARI
VERMEYE ÇALIŞTIM:
-Kemençe Karadeniz bölgesinde çok sevilen bir Anadolu
Enstrümanıdır... Ve onunla Anadolu Ezgileri de icra edilebilir..
-Kemençe "gııy gıy ya da rıv rıv" değildir..
-Kemençeyle iş hayatı konuları ve kültürel konularda
harmanlanarak anlatılırsa enstrüman iyi bir eğitim ve öğretim aracı da
olabilir...
-Kemençe alışıldığı tarz ve yerler dışına taşınmalıdır...
Karadeniz ve Anadolu Kültürüne değer katacak konu ve kişilerle ilerlemelidir...
Piyano, Gitar, Keman v.b. enstrümanların olduğu salon ve iş dünyası davet ve
toplantılarında da olmalıdır Karadeniz Kemençesi...
-Her şey görüldüğü, ezbere yaşandığı gibi değildir.
araştırmak geliştirmek ve değiştirmek lazımdır...
GELECEK YILLARDA DAHA ÇOK MEZUN BULUŞSUN, DAHA AZ SORUN
OLSUN ERZURUM'DA, HATTA HİÇ SORUN OLMASIN
Mezunlar Erzurum'da buluşması 2012 bitti.. Şimdiden
yenisinin hazırlıkları başlıyor.. Bir sonraki mutlaka içerik ve katılım
açısından daha da iyi olacak.. Ümit ediyorum ki bir yıl sonra Erzurum'a tekrar
geldiğimizde köylüler şehir insanı gibi ısınır, tezekleri yakılmaz da toprakla
buluşur inşallah... Tortum Şelalesi ve hemen yakınındaki Yedi Göller Vadisi
turizm açısından daha da işlenir zenginleştirilirse hem Erzurum hem de Erzurum'a
gelen turistler kazançlı olur.
Yakup Aksoy
Mantı Keyfi Kurucu Ortak, Kemençe Sanatçısı, Karikatürist
29-30 Haziran / 01
Temmuz 2012 Erzurum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder