2 Şubat 2012 Perşembe

"Sümela'nın Şifresi Temel" basit bir "Cemal-Temel Fıkrası" kopya filmi olmuş


Yurdum insanın "hazırcı ve ezberci" olması artık bir gelenek olmuş.. Yaşadığımız, konuştuğumuz her şey ezber adeta.. Yıllardır güzel yurdumun insan karakteri değişmiyor.. Sorgulayan, analitik düşünen, "ezber ve kopya" yerine "araştırmacı ve yenilikçi" iş ve işlemler bir türlü gerçekleşemiyor.. Hep tekrar, hep ezber.. Çok büyük iddialarla vizyona giren "Trabzon’un tanıtımı, Trabzon aynası, bam başka bir film, gururumuz" diye lanse edilen "Sümela'nın Şifresi Temel" filmi çıka çıka ulu orta tekrarlanan Temel-Cemal Fıkralarının çok kötü bir kopya filmi oldu..

Sümela’nın Şifresi Temel filmi yapımcıları internette dolaşan adres tarifi sahnesinde görüldüğü gibi Karadenizliyi aptal salak yerine koyan “tipik-ezber” Karadenizli klişesinin üzerine bir şey koyamamışlar. Silahı seven, şapşal hatta biraz aptal, ne yaptığını bilmeyen boşu boşuna yaşayan Temel ve Cemal’lerle dolu bir film... "Temel ve Dursun Fıkraları" gibi olmuş filmleri.. Karadenizlilerin bu şekilde resmedilmesinin artık sonunun gelmesi gerektiğini düşünüyorum.

Ardı ardına internette yayınlanan kısa fragmanlarda görülen ve filmde daha fazlası izlenen; Karadeniz insanını yine salak rollerde yansıtan salak bir film yapmışlar. Klasik “Of'lu Hoca” kasetini filme koymuşlar. yalan yanlış Karadeniz şivesiyle konuşmanın komik olmadığını ne zaman anlayacağız, anlatacağız Allah aşkına..

Filmi ilgi senaryo, konu ve oyunculuktan daha çok Trabzonlu olmak, 61 plakayı filde görmek, Uzun sokak, Sümela, Zigana ve bize ait o güzelim coğrafya ve insanı beyazperde de seyretmek arzusundan başka bir şey değildi.. Yani bu film yerine aynı tanıtımla bir belgesel çekilse çok çoook daha iyi olurdu..

ORHAN TEKELİOĞLU "İFAKAT BELGESELİ" İLE KARADENİZDE KADIN OLMAK VE DOĞA İLE BİRLİKTE YAŞAMAK KONUSUNDA BAŞARILI VE FARKLI BİR BAKIŞ ACISI SERGİLEDİ
Aynı Dönemde gazeteci Orhan Tekelioğlu Çaykara ve yayla ve dağlarında "İfakat Belgeseli"ni bir yıl içinde çok itinalı bir çalışma ve ekiple tamamladı.. Bir belgesel olmakla birlikte bölgeye yepyeni bir bakış acısı getirdi bu eser.. Hem görsel zenginlik hem de bölge insanını "doğa ve yaşama sevinci gücü ile zor doğa şartlarında türkü söyleyip horon oynayarak eğlenceli yaşantısını" anlattı.. Tek başına bu mesaj bile aynı dönemde yapılan iki filmin kalite ya da kalitesizliğini sergilemek için iyi bir karşılaştırma örneğidir...

Çok özetle 2011 yılında çekilen Trabzon ve Karadeniz'le ilgili iki filmde göstermiştir ki "kendimizi anlatmak için yapacak daha çoook işimiz var Karadeniz'de."

lBu değerlendirme yazısını taşıdığım Memleket, Trabzon, Karadeniz sevdam ve sorumluluğum gereği yazma ihtiyacını hissettim.. Karadeniz'le veya memleketimle ilgili yeni ve farklı bir iş, faaliyet yapmak iddiasında olanlar lütfen daha çok çalışın dersinize.. daha iyisini bulmak, olmak mümkün ama "kolay ve ezber"den kurtulduğunuz zaman..

Yakup Aksoy
02 Şubat 2012 Beykoz/İstanbul

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder